Haberin Kapısı
2022-08-23 13:01:19

ÖNCELİKLERİMİZ/4

İbrahim Cücük

23 Ağustos 2022, 13:01

  3. Önce iman sonra amel

       İman, Allah Teâlâ’yı, Hz. Peygamber’i, Hz. Peygamber’in Allah’tan getirdiği şeyleri kalben tasdik, dil ile ikrar etmektir. Kâmil iman, kalple tasdik, dil ile ikrar ve bedenle amel etmektir.

       Kur’ân-ı Kerîm’de hep önce iman sonra amel geçer, ancak sadece amel değil sâlih amel diye kayıtlanır. İmanın amelden önce olduğuna dair birkaç âyetle misallendirelim:

       “Erkek veya kadın, mümin olarak kim sâlih amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” (Nahl 16/97).

       “Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak sâlih bir amel yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.” (Mümin 40/40).

       “Muhakkak iman edip sâlih ameller işleyenlere, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.” (Meryem 19/96).

       İman olmazsa amel makbul değildir. Eğer imansız amel makbul olsa münafıkların yaptıklarının makbul olması gerekir. Hâlbuki kâfirler ve itikâdî münafıklar cehennemdedirler; münafıklar cehennemin en alt derekesindedirler. İşte âyet-i kerîme:

       “Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar.” (Nisâ 4/145)

       Allah Teâlâ, kalbe bakmaktadır, iman ve ihlas var mı diye; amele de bakıyor sünnete uygunluk var mı diye.  İşte hadîs-i şerîf:

      “Allah Teâlâ sizin yüzlerinize ve mallarınıza değil, kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 34.)

       Kalpte iman varsa mümindir, küfür ve şirk varsa kâfirdir. Amelin kabul şartı, iman yani kalbin tasdikidir. Kalpte iman olmayınca yapılan ameller boşa gider. İşte bunu bildiren âyet-i kerîme:

“Kim iman (esaslarını) inkâr ederse o kimsenin ameli boşa gitmiş olur.” (Mâide 5/5).

       Sâlih amel, uygun amel; imana uygun, sünnete uygun, ihlaslı olan amel demektir. Kalpteki ile dil ve bedendekinin birbirine uygun olmasıdır. Dil ve beden, kalbin tercümanıdır. 

       Kalpte iman olsa fakat dilde ve bedende imanın alameti olmazsa yani farzların terki ve haramların işlenmesiyle kalp ve beden farklı olunca, içi başka dışı başka olunca, kalpte iman olduğundan amelî münafık durumuna düşer ki bu da fâsık hükmündedir; eğer kalpte iman yoksa dil ve bedende amel görülse itikâdî münafıklık olur ki bu küfür olan münafıklık olur.

       Allah bizi, hem itikadî hem amelî münafıklıktan korusun. İmanımızı kâmil, amelimizi sâlih, niyetimizi hâlis, kalbimizi sâlim, ilmimizi sahih, aklımızı ve fikrimizi mustakîm kılsın lütfu ile!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.