Haberin Kapısı
2021-05-11 20:01:36

Ramazanda Kazandıklarımızı Muhafazaya Dikkat Etmek

İbrahim Cücük

11 Mayıs 2021, 20:01

 Ramazan öncesinde ne idim, Ramazanda ne oldum, Ramazan sonrasında nelere dikkat edeceğim ve nasıl davranacağım? diye nefis muhasebesi yapmak gerekir. 

       Kur'ân-ı Kerîm’den istifade ettim mi, orucun maksadını kazandım mı, toplumla paylaşmayı elde edebildim mi ve Ramazanda ruhumda bir inkılâp gerçekleştiğini hissedebildim mi? diye muhasebe etmek gerekir.

       a) Kur'ân-ı Kerîm okumaya ve diğer zikir ve dualardan edindiğimiz virdlere devam etmek

       Yapabileceğimiz miktar ile başlarsak devam ettiririz. Az ile başlayan çokluğa ulaşır ama çok ile başlayan yokluğa ulaşır. Çünkü çok ile başlamak daha zordur ve zor olanla başlarsak usanır bırakırız. Alıştığımız nafilelerin devamını ancak devam edebileceğimiz miktarla sağlayabiliriz. İşte bundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
        “Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.”
(Müslim, Müsâfirîn, 218, Buhârî, Rikâk,18.)

       Bu hadîs-i şerifteki “az” miktar nafilelerle ilgilidir. Farzlarda azlık-çokluk olmaz, ne ise o kadardır. Farzlarda hem takdir edilen miktar ve belirlenen zaman hem de devamlılık zorunludur. Nafilelerde ise miktar, zaman ve devamlılık yerine göre değişmektedir. 

        Eğer zamanımızı planlarsak, planda da Kur'ân-ı Kerîm okuma, belli başlı dua ve zikirler için boş zaman ayarlarsak devamlı olabilir, bu yaptıklarımızı önemli alışkanlıklarımız haline getirebiliriz. 

       b) Şevval Orucunu tutup Pazartesi ve Perşembe oruçlarını tutmaya devam etmek

       Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
       “Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra Şevval’den altı günü eklerse bütün sene oruçlu gibi olur.” 
      (Müslim, Sıyâm, 204; Ebû Dâvûd, Savm, 58; Tirmizî, Savm, 53.)

       Rasûlullah (s.a.s.)’a Pazartesi ve Perşembe günlerinde oruç tutmaktan sorulunca şöyle cevap vermiştir:
        “O iki günde ameller âlemlerin rabbi (olan Allah)’a arz olunur. Ben de amelimin oruçlu olduğum halde arz olunmasını isterim.”
       (Nesâî, Sıyâm, 70; Tirmizî, Savm, 44; Müslim, Birr, 36; Nesâî, Sıyâm, 70.)

       Bu hadîs-i şerîf, Pazartesi ve Perşembe günlerinde oruç tutmanın müstehap olduğuna delildir. 

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bildirdiğine göre, Allah Teâlâ’ya gecenin ameli, gündüzün amelinden önce, gündüzün ameli de gecenin amelinden önce yükselir. (Müslim, Îmân, 293, 295; Nesâî, Sıyâm, 70; İbn Mâce, Mukaddime, 13; Ahmed, IV, 395, 401, 405.) Buna göre, gecenin hatasından henüz gündüz olmadan, gündüzün hatasından da henüz gece olmadan tövbe etmeye çalışmalıdır.  

        Bize gereken, Hz. Peygamber’in sevdiğini bizim de sevmemiz, yani Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmamızdır.

        c) Ömür boyu, Hak ve halk ile ilgili haramlara, mekruhlara ve şüphelilere karşı daima oruçlu olmak

       Kulun, Allah Teâlâ’ya kulluğunu gerçekleştirebilmesi için kulluk edebilir hale gelmesi gerekir. Gerçek insanlığın oluşması kemâl sıfatlarıyla sıfatlanmaya, bunun gerçekleşmesi de terbiye edilmeye bağlıdır. İşte oruç mü’mini hem cisim hem ruh açısından terbiye eder. 

        Orucun Arapça karşılığının “savm” veya “sıyâm” olması, kişinin kendisini tutmasını ifade eder. Bazı durumlarda helâlden bile kişi kendisini tutuyorsa, haramdan kendisini daha fazla tutması gerekir. Mü’min, bütün hayatı boyunca yanlış davranışlara karşı oruçlu olan, beğenilmeyen şeylere karşı kendini tutan, Allah Teâlâ’nın rızasına engel olan ve Allah’a ulaştırmayan her şeyden kendini koruyan kişidir.

       d) Kalp temizliğini sağlamış olmak

       Kalp temizliği; cimrilik, öfke, ucub/kendini beğenmek, riya/gösteriş yapmak, kin, hased, kibir gibi kötü huylardan arınmaya gayret etmek ve cömertlik, hilim, tevazu, ihlâs, hüsnü zan, gıpta, kanaat, şükür gibi güzelliklerle donanmaya çalışmaktır. 

        Kişinin, maddî pislikle nasıl ki Allah’a namazda yaklaşması mümkün olmazsa, günah ve kalpteki kötü huyların pisliği ile de Allah’a manen yaklaşması mümkün olmaz.

        Kalp düzelirse, dil de beden de düzelir. Zira dil ve beden, kalbin tercümanıdır. Kalpte ne varsa kalıpta da o görünür. Çünkü her kap, içindekini dışına sızdırır. Bu konuda Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ne güzel buyurmuştur:
        “Dikkat ediniz! Vücutta bir et parçası vardır ki o fesada giderse bütün vücud fesada gider, eğer düzelirse bütün vücut düzelir. Dikkat edin, o et parçası kalptir.”
     (Müslim, Müsâkât, 107; Buhârî, Îmân, 39; İbn Mâce, Fiten, 14; Dârimî, Büyû’, 1.)

       Bütün aylarda Ramazan ayından örnek almamız, Ramazan ayını tövbeye erme ve güzel kazanımlar ayı yapmamız gerekir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.