Haberin Kapısı
2020-09-11 11:49:14

Şükür ve Çeşitleri

İbrahim Cücük

11 Eylül 2020, 11:49

 Şükür, nimetleri ve nimetleri verenin Allah Teâlâ olduğunu bilip inanmak ve nimetleri "elhamdülillâh" diyerek Allah’a nispet etmektir.

       Şükür, kıymet bilmektir. Şükür, Allah’a kulluk etmektir. 

       Şükretmemek nankörlüktür. Nankörlük; nimetlerin gerçek sahibini görmemek, nimetleri başkasına nispet etmektir. Hâlbuki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
       “Sizde olan her nimet Allah'tandır.” 
      (Nahl sûresi 16/53)

       Şükür üç kısımdır:

       a) Kalbin şükrü: Bütün nimetlerin Allah Teâlâ’nın olduğuna itikad etmektir.
      Bütün kâinatı yaratan, içinde bulunduğumuz güneş sistemini bize hizmetçi kılan, bizi, bizdeki nimetleri ve bizim için bütün nimetleri yaratanın Allah olduğuna itikad etmek kalbin şükrüdür.

       b) Dilin şükrü: Bütün nimetlerin Allah’ın olduğunu "elhamdülillâh" diyerek itiraf etmektir.
        Bütün nimetlerin sahibinin Allah olduğunu "elhamdülillâh" diyerek her nimeti Allah’a nispet etmek dilin şükrüdür.

       c) Bedenin şükrü: Bütün organlarımızla Allah’a kulluk etmek manasında inkıyad etmektir.
       Bedenle Allah’a kulluk etmek; namaz, oruç, hac, Allah yolunda cihad, bize verilen nimetleri Allah yoluna harcamak, bedenen şükretmektir.
       İşte bu hususta Rabbimiz ne güzel buyurmuştur:
       “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.” 
    (Bakara sûresi 2/172.)

        Şükür, Allah’ın nimetlerini veriliş maksadında kullanmaktır.

       Kula verilen nimetlerin, zahirde görünen nimetlerin en üstünü sağlıktır ki sağlığı manevi sağlığı bozmada kullanmamak; batınî nimetlerin en üstünü iman nimetidir ki imanı, ilim, amel, zikir ve fikirle korumak şükürdür.

         Sehl b. Abdullah Tüsterî (Ö.283/896) şöyle demiştir:
        “Kulun Allah için şükrü eda etmesi, O’nun kuluna verdiği nimetlerle O’na isyan etmemesidir. Çünkü kulun bütün organları Allah’ın kuluna olan lütuf ve nimetleridir.” 

        Her organın şükrü farklı farklıdır. Namaz ve oruç, bedenin şükrü; zekât, malın şükrü; Allah’ı esmâ-i hüsnasıyla yad etmek Kur’ân-ı Kerîm okumak, dilin şükrü; hac, hem malın hem bedenin şükrüdür.

   Bişr-i Hâfî (Ö. 227/841) şöyle demiştir:
       “Azaları içinde yalnız diliyle şükreden kimsenin şükrü az olur. Çünkü gözün şükrü, bir hayır gördüğü zaman onu almak, eğer şer görürse onu örtmektir. Kulağın şükrü, bir hayır işittiği zaman onu ezberlemek, şer işitirse onu unutmaktır; ellerin şükrü, onlarla hak olandan başkasını tutmamaktır; midenin şükrü, ilim ve hilim ile dolmak; tenasül organının şükrü, onunla helal olandan başkasını yapmamak; ayakların şükrü, iyilikten başkasına gitmemektir. Kim böyle yaparsa gerçekten şükredenlerden olur.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.