Haberin Kapısı
2021-06-03 11:51:39

Ümitlilik, idealizm, birbirimizin kıymetini bilmek ve kıymetlerden istifade etmek -2

İbrahim Cücük

03 Haziran 2021, 11:51

2. Bizim inancımızın hayat haline gelmesi idealimizdir. İdealimiz hayalî değil hakîkattir.

a) Müslümanın inancı uydurma değil hakîkattir. Yeter ki Müslüman doğru çizgisini terk etmesin ve ümidini de kesmesin. Çünkü Müslüman hak yolda olan kimsedir.

Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfir topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.”

(Yusuf sûresi, 12/87)

“Dedi ki: Rabbimin rahmetinden sapıklardan başka kim ümit keser?”

(Hıcr sûresi, 15/56)

b) Doğru, sağlam, hikmetli ve yerinde yapan, doğru yolda sebat eden kazanır.

Bu şartları kim yerine getirirse başarılı olur, kâfir de olsa. Bu şartları yerine getirmeyen Müslüman da olsa başarılı olamaz.

Bu konuda Allah Teâlâ şöyle müjde vermiştir:

“Muhakkak Biz, peygamberlerimize ve (kâmil) mü’minlere dünya hayatında da ve şâhidlerin ayağa kalkacakları günde de mutlaka yardım edeceğiz.”

(Mü’min sûresi, 40/51)

“Uğrumuzda mücâhede edenlere, mutlaka yollarımıza hidayet (delâlet, irşâd, beyan ve ilhâm) ederiz. Muhakkak ki Allah muhsin (özellikle mücahedeyi tam ve iyi yapan, iyilik yapan ve Allah’ı görüyorcasına Allah’a kulluk eden) kimselerle beraberdir.”

(Ankebût sûresi, 29/69)

“Allah’a muhakkak kavuşacaklarını bilenler ise: ‘Nice az bir topluluk, Allah’ın izniyle çok topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir’ dediler.”

(Bakara sûresi, 2/249)

“Ben, doğru yolda kaybolmuş bir insan görmedim.”

Sadi-i Şirâzî

“Eğri ok doğru yol almaz.”

Mevlana

Önce niyeti doğru kılmak, sonra doğru bilgiyi elde etmek; doğru yol, doğru arkadaş ve doğru prensip sahibi olmak gerekir.

c) İnanan başarır. Başarının şartlarını usulünce metotlu bir şekilde yerine getiren Allah’ın izni ve yardımı ile kazanır. Her çalışan başaramamıştır ama başaranlar hep çalışanlardır. Şüphesiz vüsûl, üsûl iledir.

“Yol bilen yaya, yol bilmeyen süvariden daha çabuk gideceği yere varır.”

Sadi-i Şirâzî

Mücâhede edeceksin ki müşahede edesin. Çünkü doğum sancısı çekmeyen doğumu gerçekleştiremez. Zira sıkıntıya katlanmayan sıkıntıdan kurtulamaz.

“Hoşlanmadığınıza sabretmedikçe hoşlandığınıza ulaşamazsınız.”

Hz. İs (a.s.)

“Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.”

Türk Atasözü

d) Müslüman, ma’rûf olanı yani fıtratı bozulmamış bütün insanlar tarafından iyi kabul edilen, İslâm’ın ve sâlim aklın uygun gördüğü şeylerin hâkim olmasına çalışan; münkeri yani fıtratı bozulmamış bütün insanlar tarafından kötü kabul edilen, İslâm’ın ve sâlim aklın kötü gördüğü şeylerin mahkûm olmasına çalışan kimsedir. Bu maksatla çalışan da er-geç muvaffak olmuştur.

Bu konuda Allah Teâlâ şu âyetlerde şöyle buyurmuştur:

“Sizden önceki nesillerin ileri gelenleri, yeryüzünde fesada/bozgunculuğa engel olmalı değil miydiler? Ancak içlerinden kurtuluşa erdirdiğimiz pek az kimselerden başka (fesattan nehyeden) yok. O zalimler ise (içinde) şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve suç işlemiş oldular. Yoksa senin Rabbin, halkı [birbirlerine karşı] dürüst davrandıkları sürece (veya diğerlerini ıslaha çalışanlar var iken), bir toplumu [sırf] [çarpık inançları] yüzünden asla helak etmez.”

(Hûd sûresi, 11/ 116-117)

“Kendilerine yapılan öğütleri (göz ardı edip) unutunca, Biz kötülükleri engellemeye çalışanları kurtardık, zâlimleri de doğru yoldan çıkmaları sebebiyle şiddetli bir azapla yakaladık.”

(A’râf sûresi, 7/165)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.