Haberin Kapısı
2020-07-21 11:27:20

Üretken İnsan-1

İbrahim Cücük

21 Temmuz 2020, 11:27

1. Üretken insan kimdir?
2. Üretken insan çeşitleri
a) İnsan yetiştiren insan
b) Fikir üreten insan
c) Faydalı teşkilatlar üreten insan
d) Topluma yön veren kitaplar üreten insan
e) Mal üreten insan

       Allah Teâlâ, insanı üretken kabiliyetinde yaratmıştır. Bu özellik, insanın en kıymetli yanlarından biridir. İnsana gereken, önce kendisini keşfetmektir. İnsanın kendi kabiliyetlerini, farklılıklarını, hobilerini, zaaflarını, başarılı ve başarısız olduğu yönlerini, kendisinin farkında olmayıp da ilim ve irfan sahibi insanların keşfettiği yönünü tesbit etmek gerekir. Kendi kabiliyetlerimizi öğrendikten sonra bize gereken, sahip olduğumuz bu özelliklerde zirve şahsiyetleri tanımak ve onlardan ibretler almak, istifade etmektir. Çünkü örnek olmak isteyen, örnekleri örnek almalıdır.
        İnsana lazım olan her bilginin tafsîlen, icmâlen, işâreten, kinâyeten, sarâhaten veya remzen bulunduğu ilâhî kitabın yani Kur'ân-ı Kerîm'in -Fâtiha suresini fihrist sayarsak,- hemen ilk sayfasında, önce Kur'ân-ı Kerîm’in hiçbir bakımdan şüphenin bulunmadığı bir kitap olduğu ve bütün insanlar için özellikle muttakîler için her konuda hayat rehberi olduğu vurgulanmaktadır. Sonra da muttakîlerin yani yanlışlardan ve doğruların terkinden korunan kimselerin üç özelliğinden bahisle şöyle buyurulur:
       “Bu kitapta (fazlalık, yetersizlik, noksanlık, âcizlik ve Allah katından olduğunda) şüphe yoktur. (Her türlü yanlıştan korunmak isteyen) muttakîler için (dünya ve âhiret hayat) rehberidir. Onlar (muttakîler), gayba inanırlar, namaz kılmaya devam ederler, rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler (Allah için sarf ederler).” 
     (Bakara sûresi 2/2-3)

      Üç özellik: Gayba iman, namaz kılmak ve sahip kılındığımız şeyden Allah için sarf etmek. 

   Gayb, Allah Teâlâ’nın zatı, âhiret ve halleri, melekler, peygamberlerin nübüvveti, kitapları indirme gibi, imana ait temel unsurlardır. 

       Gayba iman, işte bunların varlığını tasdik etmektir. En büyük gerçek, Allah Teâlâ’dır. Demek ki esas varlık gaybdır. Zira Allah’tan daha üstün gerçek yoktur. 

       Namaz, mü’mini Allah’a manen bağlayan ve Allah ile iletişimi sağlayan en üstün ve en kapsamlı bir ibadettir. 

       Rızıklandırıldığımız yani sahip kılındığımız şeyler: 
       Şey kelimesi, genellik ifade eder. Kimisine ilim zenginliği; kimisine fikir üretme zenginliği; kimisine makam zenginliği; kimisine mal zenginliği; kimisine de teşkilat kurma ve yönetme zenginliği; bazısına da etba/tâbiler zenginliği vermiştir. Demek ki bu farklılıklara sahip olanlar, neye sahipseler o yönde faydalı olarak, zekâtını ve sadakasını vererek infak edecekler yani Allah için sarfedecekler.

       Önce şunu bilmemiz gerekir: Bizim sahip olduğumuz her güzellik, Allah’ın bize lütfudur. Zira âyet-i kerîmede “razaknâ: biz rızık verdik” buyuruyor.  
       İslam’da esas mal sahibi, Allah’tır; kul, mal sahibinin bekçisi durumundadır. Bekçiye gereken, malı, sahibinin emrine göre muhafaza etmektir. Diğer bir âyet-i kerîmede de Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: 
       “Sizde nimet namına her ne varsa hep Allah’tandır.” 
         (Nahl sûresi 16/53)

       “Kimde ne güzellik varsa O’ndan (Allah’tan) ödünçtür.”   Mevlana

       Bize gereken diğer bir şey de bize verilen bu nimetlerden hesaba çekileceğimizi düşünerek, nimetler ne için verilmişse ona göre sarf etmek gerekir. 

       Müslüman, hem dünya hem âhiret dengesi kuran insandır. Dünyasını da âhireti için düşünür. Bir bakıma Müslümanın hedefi dünyası değil esas hedefi âhirettir. Çünkü Müslümanın dünyadan maksadı âhiret olunca, dünyası da âhiretten sayılır. Böyle düşünen şuurlu Müslüman, öldükten sonra da sevabının devam etmesini bir bakıma ölmemeyi istiyorsa şu üç hususta üretken olmalıdır: 
       Sadaka-i câriye (devam eden sadaka), istifade edilen ilim ve dua eden sâlih evlad. İşte bu durumu ortaya koyan hadîs-i şerîf şudur:
       “İnsan ölünce, üç ameli dışında bütün amellerinin sevabı kesilir: Sadaka-i câriye (devam eden sadaka), kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlât.” 
        (Müslim, Vasiyyet, 14; Ebû Dâvûd, Vasâyâ, 14; Tirmizî, Ahkâm, 36; Nesâî, Vasâyâ, 8.)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.