Haberin Kapısı
2021-09-25 13:05:58

Yegane Görevimiz Kulluk-2

İbrahim Cücük

25 Eylül 2021, 13:05

E. Kulluğun Kabul Edilmesinin Şartları:

İnsan kıymetli bir varlıktır. Kıymetli olduğu, her şeyin insan için ve insana göre yaratılmış olmasından anlaşılmaktadır.

Şeyh Sadi-i Şirâzî şöyle demiştir: “Bulut, rüzgâr, ay, güneş, dünya hepsi sana hizmetteler, ta ki eline bir ekmek geçiresin de onu gafletle yemeyesin diye.”

İşte böyle olan varlığın her yaptığının kıymetli olması gerekir. Öyle yapmalı ki her yaptığı kabul edile, merdut olmaya, amelleri boşa çıkmaya…

Amellerin kabul edilmesinin iki temel şartı vardır:

1. Kalpteki niyette ihlâs:

Kalbi, Allah’ın rızası ve Allah’a yaklaşma niyetinden başka düşüncelerden temizlemek, saflaştırmak, arıtmak ve katışıklığını gidermektir.

İhlasın delillerinden birisi şu âyet-i kerîmedir:

“Onlar Allah’a, O’nun dininde ihlas sahipleri ve hanîfler olarak ibadet/kulluk etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekâtı vermelerinden başkası ile emrolunmadılar. Dosdoğru din, işte budur.”

(Beyyine sûresi 98/5.)

“İnsanlar için amel etmek şirk; insanlar için ameli terk etmek riya, Allah’ın seni bu ikisinden koruması ihlastır.”

Fudayl b. Iyaz (k.s.)

Yaptığını sadece Allah emrettiği için yapmak, terk ettiğini de sırf Allah yasakladığı için terk etmektir.

Din: İman, islâm ve ahkâmın hepsine verilen isimdir. (Ebû Hanîfe, el-Fıkhu’l-ekber .)

“Din kelimesi mutlak zikredilince, tasdik, ikrar ve peygamberlerin (Allah’tan getirdikleri) ahkamı kabul etmek manasınadır.”

(Ali el-Kârî, Şerhu’l-Fıkhı’l-Ekber, s. 90, 1955, 2. Baskı, Mısır.)

Allah’ın dini deyince, "iman" tasdik konularını, "islâm" tatbik konularını ve "ahkâm" da bütün hayattaki hükümleri içine alan sistemdir.

Tasdik ederken Allah Teâlâ’nın tasdik etmemizi istediği şeyleri ve nasıl tasdik etmemizi istiyorsa onları öylece tasdik etmek gerekir.

Ahkâm konusunda Allah Teâlâ’nın belirlediği ahkâma göre hayat düzenlenecektir.

Hanîf: Bütün batıl anlayış ve davranışları reddedip Hakka yönelen kimseye denir. Zira şirki reddetmeyenin tevhidi, küfrü reddetmeyenin imanı kabul edilmez. Özetle hanîf, yanlışı bırakıp doğruya yönelen kimsedir.

2. İman ve Amelde Sünnet:

Her konuda; iman, ibadet, ahlâk ve ahkâmda Hz. Peygamber (s.a.s.)’e uymaktır. Hz. Peygamber gibi iman etmek, Hz. Peygamber’in iman ettiklerine iman etmek, O’nun gibi ibadet yapmak, O’nun ahlâkıyla ahlâklanmak ve ahkâmı da O’nun belirlediğine göre uygulamak gerekir.

Delili şu âyet-i kerîmedir:

“De ki, eğer siz Allah’ı seviyorsanız, bana tâbi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafûr ve Rahîmdir.”

(Âl-i Imrân sûresi 3/31.)

Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Allah Teâlâ bir sözü amelsiz (tam) kabul etmez, sözü ve ameli niyetsiz kabul etmez, sözü, ameli ve niyeti de ancak sünnete uygun olmakla kabul buyurur.”

(Hâkim, el-Müstedrek, II, 425.)

Mü’mini münafıktan ayıran, niyettir. Münafığın niyeti ve hedefi, sadece dünya ve dünyalık şeylerdir. Mü’minin niyeti ve nihâî hedefi de Allah Teâlâ’nın rızasıdır ve Allah Teâlâ’ya manen yaklaşmaktır.

Kâmil mü’mini bid’atçıdan ayıran Sünnettir. Eğer Sünneti kökten reddederse zaten iman dairesinden çıkar. Sünneti kabul eder de uygulamazsa fâsık dairesine girmiş olur. Mesela akşam namazının farzını dört rekât olarak kılsa, benim niyetim Allah Teâlâ’nın rızasıdır dese bile onun ameli merduttur/kabul edilmez. Çünkü Allah Teâlâ’nın rızası, razı olduğu zat olan Hz. Peygamber’e uymaya bağlıdır. Ancak üç rekât kılarsa makbul olur. Bu şekilde yapmakla Hz. Peygamber’e uymuş olur. Hz. Peygamber’e uymakla Allah’a uymuş olur. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Kim Rasûl’e itaat ederse, gerçekten Allah’a itaat etmiş olur...”

(Nisâ sûresi 4/80.)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.