Haberin Kapısı
2022-08-15 19:56:46

ZÜHD HAKKINDA MÜLAHAZALAR VE ZÜHD ÖRNEKLERİ

İbrahim Cücük

15 Ağustos 2022, 19:56

İmam Muhammed’e (rh.a.):

“Çok kimse zühd kitabı yazdılar, sen de bir zühd kitabı yazsan!” diyenlere şöyle cevap vermiştir:

“Ben kitabü’l-büyû’ (alış-veriş kitabını) yazdım” demiştir.

Bir Müslüman hayatta, kazandığına, harcadığına ve gıdasına bakmalıdır. Helale ve harama dikkat etmezse zühd iddiası yalan olur.

Zühd, terk etmek demektir. Allah’ın rızasına ters olan itikadı, anlayışı, ahlakı, şüphelileri de terk etmektir. Allah Teâlâ’nın rızasına engel olan dünyayı terk etmektir. Daima Allah’a itaat ederek rızasına muvafakat üzere, nefse muhalefet üzere, insanlara nasihat üzere, dünya ile zaruret üzere olmaktır zühd.

Müslüman akıllı kişidir. Akıllı kişinin de kalbi daima vatan-ı aslî olan cennete kavuşma arzusunda ve derdinde olur, cennet yolcusu olduğu için de istikamet yoluna engel olan dünya engeline takılmamaya dikkat eder, dinin fıkhına göre hareket eder ve ölümden önce ölüme hazırlıklı olur.

Ebû Hazim (rh.a.) diyor ki:

“Kim kazancını helalinden kazanır, harcamasını da Allah’ın razı olduğu şekilde yaparsa, Rabbisini kendisinden razı kılmış olur.”

Gerçek zâhidin engel olan dünya konusunda en büyük zâhid olan Hazret-i Peygamber’in (s.a.s.) bakışı gibi dünyaya bakışı lazımdır. Şöyle ki:

Alkâme, Abdullah b. Mes’ûd’un (r.a.), şöyle dediğini rivâyet etmiştir:

Peygamber (s.a.s.) bir hasır üzerinde yattı. Hasır onun (mübarek) derisinde iz yaptı. Bunun üzerine ben:

– Babam anam sana feda olsun yâ Rasûlallah! Keşke bize haber vereydin de senin için hasır üstüne, seni koruyacak bir şey sereydik, dedim. Rasûlullah ise şöyle buyurdu:

“Benim dünya ile (devamlı) beraberliğim yok. Benim dünya ile beraberliğim ancak bir ağacın altında (biraz) gölgelenip sonra giden ve ağacı terk eden (yolcu) bir binici(nin ağaçla beraberliği) gibidir.”

(İbn Mâce, Zühd, 3; Tirmizî, Zühd, 44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 301.)

Yahya b. Muâz (rh.a.) diyormuş ki:

“Zühdün hepsi, nefsi Rabbisine kulluk yolunda yormaktır. Kim ki dünyada rahata meylederse, zühd yolundan dönmüş olur.”

Muhammed b. Sîrîn (rh.a.) diyor ki:

“Zamanının insanları İmam Ebû Hanîfe’yi (rh.a.) dünyaya çekmek istedikleri halde o, dünyadan (dünyaya meyletmekten) kaçtı. Biz ise dünya peşinde koşuyoruz, fakat dünya da bizden kaçıyor. Aramızdaki fark ne kadar büyüktür, bir bakınız!”

Halife bir defasında fukahâya bir miktar bahşiş göndermişti. Onlar bahşişlerini almışlar. Fudayl b. Iyaz’a (rh.a.) ise on bin dirhem göndermiş. Fakat Fudayl, halifenin gönderdiği bu parayı kabul etmeyip geri çevirmiştir. Evlatları ona, “fukahâ insanların örneği oldukları halde kendilerine gönderilen bahşişi kabul ettiler de sen niçin kabul etmiyorsun?” demiş. O da ağlamış ve şu karşılığı vermiştir: “Evlatlarım! Benimle sizin misaliniz ancak şuna benziyor: Kendisiyle tarlaları sürdükleri öküzleri olan bir topluluk vardır. Öküz kocayınca içlerinden bazısı bazısına der ki: “Derisi ve etiyle faydalanmak imkânsız hale gelmeden onu kesiniz.” İşte bunun gibi, yaşlandığım için, siz de beni boğazlamak istiyorsunuz. Açlığa katlanınız! Bu, sizin için beni boğazlamanızdan daha hayırlıdır.” Bunun üzerine evlatları ona: “Babacığım, yanımızda bugünlük yiyecek bir şeyimiz yok” demişler. O da bunun üzerine eline bir bıçak almış ve üzerinde oturmakta olduğu yaygıdan bir parça kesip: “Alın, bunu satın da parasıyla yiyecek alınız” demiştir.

Her mümin bir dereceye kadar zahiddir, haramları, mekruhları terk eder, haram kazançtan ve israfa düşmekten sakınır. Fakat zahidlerin de elbette dereceleri farklı farklıdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.