24.05.2017, 15:47

Cizre'de Büyük Doğu Ruhu

Ülkeleri, şehirleri ve devirleri öncü insanların hayatları üzerinden okumak ve anlatmak daha somut bir anlama ve anlatma imkanı sunmaktadır.
Bu açıdan baktığımızda Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i okumak ve tanımak Türkiye cumhuriyetini bütün yönleriyle tanıma imkanı sunmaktadır. 
Zira hayatı onun kadar dolu, deli ve diri şekilde yaşayan muhtemelen olmamıştır.
Adım atmadık ve ayak basmadık sokak ve kaldırım, konuşmadık kürsü, itiraz etmedik haksızlık, eleştirmedik yanlışlık, karşı çıkmadık inkarcılık bırakmamıştır.
Yolu doğru bilmişse yalnız olsa da yürümüştür.
Necip Fazıl'ın yaşadığı dönem bir çok açıdan günümüze benzemektedir.
O dönemde Osmanlı'yı yıkan ve yakan batı dünyası, bugün de aynı şekilde ama daha fütursuzca islam dünyasını yeniden şekillendirmektedir.
Dahası bu sefer ümmetin içerisine saldığı fitne ile zihinsel ve duygusal anlamda birbirinden uzaklaştırmaya çalışmaktadır.
İşte bu nedenle batıl olan ve bu nedenle batmaya mahkum olan batının karşısına Doğuyu koyan ve onu Büyük Doğu şeklinde tanımlayan Necip Fazıl'ın ruhuna bir kez daha muhtacız.
Zira batı, İslam'ı terör dini, müslümanı terörist göstererek; islamdan ve müslümandan uzak olduğun ölçüde tehlike ve terörden uzak kalırsın algısını ahlaksızca yaymaktadır.
Bu açıdan Büyük Doğu'nun dirilişine muhtacız.
Büyük Doğu'nun coğrafyası Asya, manası ise İslamdır.
Büyük Doğu, yerli ve millilik demektir.
Büyük Doğu, ruh kökümüze yeniden bağlanmak ve kendi kavramlarımızla kurulmak demektir.
Büyük Doğu, her türlü işgale ve inkara dur diyerek, tarihi derinliğin verdiği irfânî nefes ile durulmak ve dirilmek demektir.
Büyük Doğu, bitmeyen bir cenge girip , bedenen yorulmak ve ruhen yoğrulmak demektir.
Büyük Doğu, her yaşta genç kalmak demektir.
İşte bu bilinçle bilenmiş iki güzide insan, eski öğrencilerimizden şimdi meslektaşımız olan Mesut Tutar ve Şırnak Eğitim Birsen başkanı Abdullah  Çatı'nın gayreti ile Cizre'de vefatının 34. yılında Necip Fazıl Kısakürek'i anma ve anlama programı düzenlendi.
Bu program benim için iki sevdiğimin buluşması demekti. Cizre ve Üstad...
Cizre, kadim bir başkent. Aşk'ın şairi büyük sufi Molla Ahmet Cezeri'nin ve aşk nasıl destan olur bunu yaşayan Mem ile Zîn'in şehri.
Üstad Necip Fazıl ise insanlar içinde bir başkenttir. Nice yolların buluştuğu bir kavşak. Nice gayelere yol veren bir anayol...
Programa İl Milli Eğitim Müdürü ilçe müdürleri ve çoğunluğunu öğretmenlerin oluşturduğu güzide bir topluluk katıldı.
Biz de yaklaşık bir saat Üstadı anlattık. Onun dervişliğini ve derinliğini... Onu dirilten soluğu, tasavvufu..
1904 yılında geldiği bu mülk aleminde
arkasına bakmadan yürüdüğü serseri kaldırımlarda, yolunun karanlığı saplanan noktasında kendisini bekleyen hayalin peşine düşer.
Yol ve yön yok.
Yalnız bir büyük arayış var. Adanacak olanı arayış.
Örümcek ağı gibi örülü gençlik yıllarında dedesinin dizinde dinlediği Anadolu kokan ruhla şiirler yazar.
Bu dönem, bir mısrası  bir millete şeref olarak yetecek şairdir.
Fransa'da başladığı ve bir türlü kurtulamadığı kumar bir kurt gibi içini ve dışını kemirir.
Yaşanmaya değer hayatın hasreti, içinde bir kor alev gibi yanar uykusuz geceler boyunca.
Bir kapı arar, adanıp huzur ve hakikate yol bulacağı.
Ama en çok bu kapıyı bulduracak olanı bulmayı arzular.
Bilmez ki yalan ve yanlış yerlerde aradığı hakikatin, sorusunu bekleyen bir cevap gibi bindiği Şirket-i Hayriye vapurunda karşısında durduğunu.
Yıl 1934'tür. Yaş otuz.
Korkuların kucağında, tatmin olmayan egonun bitmeyen arayışı son durağa doğru varır. 
Emmare nefsin ayartan ağlarından kurtaracak ve levvame nefsin göz yaşı döktüren vicdan azabıyla geçen günlerinden kurtuluşun kapısına varır.
Nazım Hikmetin gençlik yıllarında etkilendiği ve haline acıdığı Beyoğlu'nun kalbi İstiklal Caddesinde yalnız ve mahzun kalan Ağa camii ona durmanın ve durulmanın yani aşkın ilk eşiği olur.
Bir cuma günüdür. Camiye gider.
Zamanın donacak kadar güzel olduğu bir vakitte Abdülhakim Efendi, ucu kızgın çiviler gibi değdiği yeri yakan gözlerle ruhuna büyük temel çivisini çakar.
İnsan, göz olur.   
Ve her aşk bir bakışla başlar.
Her aşk gibi bir bakışla bin bağ kurulur.
Bakılan bakanı dondurur. Yani hayret.
Otuz yıl alınan nefeslerin nefsinden bihaber olarak alındığını ve gönlün göğün zemini olduğu anlaşılır.
Tasavvufun akıl ve kitapla anlaşılmayacağı, yemeğin lezzetinin çatal kaşıkla bulunamayacağı öğrenilir.
Yemeyi, tatmayı, yanmayı ve sevgiliyi anmayı anlar. Yani Hayran olur.
Hayranlık hayran olunansız olamamaktır. Onunla huzur, onsuz hüzün dolmaktır.
Yanmaktır. Yalnız yâri anmaktır.
O da yanar.
 Tılsımlı bir kütük gibi yandıkça bir çil horozun sesiyle seherin sihrini öğrenir ve bir adam yaratmaya başlar. Kendindeki kendini doğurmak için çekiç vurur kalıbına, kalbine ermek için.
Yaşamanın yanmak olduğunu öğrenir. Yandıkça yaşar.
Yaşadıkça yanar. Pişer.
Seyr u süluku on yıl sürer.
Gönül görmek ister.
Görmeye gider her fırsatta.
Hocası namaz der sürekli ilhamının ilahi olması için istikametini doğrultmaya çalışır.
Hocası uyku der daim, ruhunun ve bedeninin sükun bulması için.
Hocası evlen der durmadan, durağı belli olsun için.
1904'dun 1943'e gelinde, kırkı çıkan Üstattan korku  da çıkar.
Bir sınıf kürsüsünden bir millet kürsüsüne geçer.
Halvetten celvete çıkar.
17 Eylül 1943, Büyük Doğu'nun doğduğunu gün olur.
27 Kasım'da ise Doğudan gelen güneş Abdülhakim Arvasi'nin battığı yıl olur.
Lakin sevgililer ölmez.
Hayatın ve durulacak yerin ancak onun yanında bulunmak olduğunu anlar ve kalbini batan güneşi Arvasi'nin kabrine bağlar.
Bir karlı kış gününde Sezai Karakoç beyle ziyarete gider.
 Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu ve Akif İnan'la sayısız kez Bağlumu ziyaret eder.
Bir seferinde kabrin başında kalbi ve alnı dakikalarca secdeye kapanır. 1975 yılında sevdiğinin sevdiği olan Seyyid Fehim'in kabrini i ziyaret için Arvas köyüne gider.
1976 yılında sevdiğinin sevdiğinin sevdiği yani Seyyid Taha için Şemdinli'ye gider ve onun Nur Çeşmesi'nden içerek ruhu akreplerin kıskacından kurtulur.
Nihayet tir tir korktuğu ölüm için güzel şey der.
"Anlamak yok çocuğum anlar gibi olmak var / akıl için son tavır saçlarını yolmak var" diyerek, aklın ikna olması için kalbin tatmine muhtaçlığını dile getirir son söz olarak.

Ve 25 Mayıs 1983 tarihinde sevgili ile aradaki perdeler kalkar.
...
Konferanstan sonra sahneyi gençler aldı.
Üstad görse gözlerini kamaştıracak gençler.
İki genç çıktı önce sahneye üstadın şiirleriyle atışma yaptılar. Her biri en az elli beyit veya kıta okudu ezberden.
Çok zevkli ve düşündürücü idi. Üstadın portresi ve poetikasının özeti gibiydi.
Sonra bizzat  gençleri toplayarak üstad kendisi geldi sahneye bir kısa skeç ile.
Gençlik davası, islamcılığı, hazır cevaplığı sahnelendi büyük alkışların altında.
Törenin sonunda gençler ödüllendirildi.
Bize de bir resim hazırlanmıştı. Aldığım en anlamlı ve güzel hediyelerden biri.
Üstad Necip Fazıl'ın Şemdinli Nehri'de Seyyid Taha'nın huzuruna çıkarken dizlerinin dermansızlığı nedeniyle bir kişinin sırtında yukarı doğru çıkması resmedilmiş.
Çok duygulandım...
Programın sonunda Sufi ve yeni yayınlanan Mem u Zin Masalı isimli eserlerimiz öğretmenlere ve  öğrencilere dağıtıldı.
İmza programı yapıldı.

Hasılı dostlar Cizre yaşadığı zor ve belirsiz günlerden sonra yeni bir dirilişin ve inşanın eşiğinde.
Biz büyük rüyaların büyük ümidini taşıyoruz.
Yeter ki gençlik hazinesi heba olmasın Türkiye'nin bu en genç ilinde.
İşte o gün gençler vazife düştüğünde sağına ve soluna bakmadan ben varım diyecektir.

Cizre, kaymakam Ahmet Adanur beyefendi tarafından tarihinde görmediği kadar fiziki bir değişim ve dönüşüm yaşarken, eğitimciler de onun ruhunu inşa ediyor.
Cizre can buluyor.
Uygar dünyaya inat medineleşiyor.
Mem ve Zin adında iki meleğin kanatlarıyla aşk ufkuna yol alıyor.
Şiddetin gund/kentleştirmesinden medeniyetin hikmet sütunu bir şehir haline geliyor.
Fetih başladı, fetret bitecek...
Işık yeniden Doğudan yükselecek.
Büyük Doğu gün sayıyor....

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:25
Güneş 06:02
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:02
Yatsı 21:32
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü