09.10.2019, 16:59

Âkif’in İsyanı'da İmanı Gibi Mukaddestir

Mehmed Âkif kimdir?..” denildiğinde O’nu “İstiklâl Marşı” ve “Safahat” şâiri, yazar, mütercim, İstanbul Dârülfünûnu Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Birinci Büyük Millet Meclisi Burdur Mebusu, Millî Mücadele’nin mânevî lideri, Kahire Üniversitesi Türkçe Muallimi, yirmi yıllık baytar, büyük fikir- ahlâk ve dâvâ adamı… diye özlüce tarif etmeye kalksak eksik olur.

O, payitahtın Hırka-i Şerif kazası, Hoca Üveys Mahallesi, Hüsrevpaşa Caddesi’ndeki 10 numaralı meskende doğduğunda (Bu adres bugün Akşemsettin Mahallesi, Balipaşa Caddesi, No: 61, Barcın Apartmanı olarak kayıtlı / Fatih Fevzi Paşa Caddesi’nden Şehit Teğmen Mehmet Sarper Alus Sokak’tan yüründüğünde direk karşıdaki apartman) Osmanlı “Hasta Adam” ilân edilmiş; çözülme, umutsuzluk veba gibi her tarafa yayımlaya başlamıştı.

Âkif, 1878’de Fatih Emir Buharî Mahalle Mektebi’ne başlar. 1879’da Fatih İptidaisi’ne (ilkokul)geçer ve babasından Arapça öğrenir. 1882 yılında Fatih Merkez Rüştiyesi’ne, 1886’da ise Mülkiye İdadisi’ne girer ve Mülkiye Mektebi’ni 1888’de bitirir.

İstanbul’un kalbi olan Fatih’te büyük sancılara şahit olan Âkif, ilmin, merhametin, direnişin ve mücadelenin içinde varlık mücadelesi vermeye başlar. Bu çetin mücadele sürerken önce “Hem babam, hem hocamdır. Ne biliyorsam kendisinden öğrendim” dediği babası İpeklizâde Tâhir Efendi’yi (1888) kaybeden Âkif, daha sarsıntıyı atlatamadan bu seferde evleri yanar.

Erdemli yoksulluk dönemi başlıyor

Âkif için mülkiye eğitimine devam etmek imkânsız hale gelir. Artık erdemli bir yoksulluk dönemi başlamış; fedâkarlık, dayanışma ve onurunu kaybetmeden hayata tutunma mücadelesi kaçınılmaz olmuştur.

Mezun olduğunda iş imkânı sunan Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi’ne 1889’da yatılı olarak başlar, 22 Aralık 1893’te okulu birincilikle bitirir.

Ziraat Nezareti (Tarım Bakanlığı) emrinde geçen yirmi yıllık memuriyeti sırasında, görev yeri İstanbul olmasına rağmen kalbindeki millet sevdasıyla Anadolu’dan Rumeli’ye Mısır’dan Arabistan’a kadar ülkesinin topraklarını adım adım dolaşıp memleketini, insanlarını ve sıkıntılarını daha yakından tanır.

1 Eylül 1898’de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet hanım ile evlenir. (Bu evlilikten Cemile (Doğrul), Feride (Akçor), Suad (Argon) isimli 3 kız, Ahmet Naim, Mehmet Emin ve Tâhir isimli 3 erkek çocukları dünyaya gelir.)

31 Mayıs 1918’de çıkan büyük Cibâli-Fatih yangınında, yedibinbeşyüz (7500) evle birlikte, Sarıgüzel’deki evleri ikinci defa yanar. Bunun üzerine 1918-19 kışını da Heybeliada’da geçirdikten sonra, yazın Beylerbeyi’ne taşınırlar.

10 Nisan 1920’de Millî Mücadele’ye katılmak için Beylerbeyi’den yola çıkar.

Âkif, vak’ayı yazmadan evvel yaşayandır

Âkif, imâmesi kopmuş tesbih taneleri gibi dağılan Osmanlı Devleti’nin ardından umudun simge isimlerinden olur. İstanbul’un işgalinden (13 Kasım 1918) sonra aldığı davet üzerine Millî Mücadele’ye katılmak amacıyla Ankara’ya geldiğinde kendisine büyük hayranlık duyan Taceddin-i Veli Camii imamı Tevfik hoca, Âkif’e çalışmalarını sürdürebilmesi için Taceddin Dergâhı’nı tahsis eder.

Eşine az rastlanan önder ve örnek bir şahsiyet olan Âkif, ülkesini işgal etmek isteyenlere karşı aklıyla, kalbiyle, diliyle ve her şeyden öte kalemiyle büyük bir mücadele başlatır. Mütefekkir, iman ve aksiyon adamı Âkif, Kurtuluş Savaşı’nda millî kuvvetlerin yanında yer almakla kalmayıp, yazı, şiir, konuşma, vaaz ve hutbeleriyle halkı cephelere seferber ederek, Millî Mücadele’nin kahramanlarından biri olur.

Mustafa Kemal’den, Sebîlürreşâd’a övgü

5 Haziran 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın teklifi ile Burdur Mebusu seçilir. Bu dönemde Eskişehir, Burdur, Sandıklı, Dinar, Afyon, Antalya, Konya, Kastamonu gibi şehirlerde halka ve diğer bazı mebuslarla beraber cephelerde askerlere hitaben Millî Mücadele’yi teşvik eden konuşma ve vaazlarını sürdürür. Meclis kararıyla gittiği Kastamonu’daki Nasrullah Camii’nde Sevr’i anlatan ve Millî Mücadele’yi destekleyen meşhur vaazını verir. Bu vaaz büyük yankı uyandırır.

Ayrıca Ankara’da ev buluncaya kadar Kastamonu’da oturmak üzere ev tutar, Eşref Edib’in öncülüğünde Sebîlürreşâd da Kastamonu’da yayına başlar. Akif’in Nasrullah Kürsüsü’nde verdiği vaaz bu nüshada yayınlanır. (Bu sayı büyük ilgi gördüğünden bir kaç defa basılır.)

1920’nin Aralık sonunda Mehmed Akif Ankara’ya döner. Mustafa Kemal Paşa, Sebîlürreşâd kadar hiçbir gazetenin neşredilemediğini ve manevî cephemizin kuvvetlenmesinde Sebîlürreşâd’ın büyük hizmeti olduğunu bildirerek teşekkürlerini sunar.

Dizelerin Mimar Sinan’ı, Ümmet-i Muhammed’in sevdalısı

Burdur Mebusu olduğu yıllarda günlerini Taceddin Dergâhı’nda geçiren Âkif, dostlarıyla Millî Mücadele şuurunu burada zirveye taşır. Bir gece yatağından fırlar kağıt kalem bulamayınca İstiklâl Marşı’mızın ilk mısralarını bu mütevazı mekânın duvarlarına kazır. Milletin derdini, acısını, sevincini ve coşkusunu hem teninde, hem ruhunda yaşayarak dizelere aktarır.

Çünkü O, dizelerin Mimar Sinan’ı, Ümmet-i Muhammed’in sevdalısıdır.

Âkif için suskunluk dönemi başlıyor

Millî Mücadele savaşı sonuç vermiş, memleket üzerindeki kara bulutlar dağılarak ortalık aydınlanmaya başlamıştır. Ne hazindir ki, “Bırak ihanet tam anlımdan vursun beni, / İsterse karanlık zindanlarda boğsun, / Eğer ölümüm yaşatacaksa Devleti, / Bu canı koruyan nefse yazıklar olsun...” diyerek duasında kendini unutan Âkif, bu dönemde büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Birinci Meclis dağıldıktan sonra 1923 Mayıs’ında İstanbul’a döner.

Âkif için artık suskunluk dönemi başlamıştır.

Yıllar sonra Sezai Karakoç, Millî Şairin bu suskunluğunu şöyle yorumlayacaktır: “Âkif gibi bir şairin cemiyette oluşan bu değişim karşısında susması, denebilir ki en büyük tepkisi, en güçlü protestosudur”. Yani isyanı da imanı gibi mukaddestir.

Çanakkale’nin son kahramanları yaşarken kahredildi!..

Yeni kurulan devletin çevresini kuşatmaya başlayan zorbalar Âkif’i her geçen gün daha da üzmeye, incitmeye başlar.

Çünkü Millî Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nın manevî lideri olacaksın, sonra da arkana hafiyeler takılacak. Ne kadar tevil edilirse edilsin amaç bellidir. Memleketi millî fikir ve aksiyon adamlarından temizlemek!.. Çanakkale’de feda edilen neslin son kahramanlarını yaşarken kahretmek!..

Evet, hem İstiklâl Marşı gururla okunan, hem de peşine polis hafiyesi takılan Millî Şairimiz Mehmed Âkif Ersoy’dan bahsediyoruz.

Millî Mücadeleden galip çıkan bir ülkenin kahramanlarının en civanmerdi, en vatanperver ferdi olan çilekeş Âkif’e asıl zulüm bundan sonra yapılacaktır. Yazdığı şiir, millî marş olarak kabul edilen şair öz yurdunda bir yabancı gibi duracaktır. Âkif artık istenmeyen adamdır.

Çanakkale Destanı’nı Hicaz yolunda hissederek yazdı

Yani Çanakkale Destanı’nı görmeden, hissederek yazan adamdan bahsediyoruz.

Zaferin haberi gelmeden, Hicaz yolunda, El Muazzama İstasyonu’nda Âkif’le yolculuk eden Kuşçubaşı Eşref Bey anlatıyor: “Ay bedir halindeydi. Çöl gecelerinin parlak yıldızlı semasını, zaferimizin şerefine aydınlatan ayın bu efsanevî ışıkları altında, Mehmed Âkif bu güneşi unutturacak kadar parlak çöl gecesinde sabahladı. İstasyon binasının arkasındaki hurmalığın içine çekildi. Sadece hıçkırıklarını duyuyorduk. Sabahleyin, vazifesini tamamlamış fanilerin az kula nasip olan rahatlığıyla yüzüme derin derin baktı: ‘Artık ölebilirim Eşref. Gözlerim açık gitmez’ dedi…” (Ölümünün 50. Yıldönümünde Mehmed Âkif Ersoy, Yavuz Bülent Bakiler, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları)

Koskoca Âkif’i çocuklar gibi ağlattılar

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE / “Şühedâ gövdesi, bir baksana dağlar taşlar... / O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar, / Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor, / Bir hilâl uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor!..// Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! / Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. / Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... / Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...”

İşte bu ruh haliyle bir destan yazmış adama kalkıp birileri hezeyanlarını kusacak. Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde, şehitleri anma töreninde dönemin meşhur şairlerinden birisi kürsüye çıkıp diyecek ki, “Maalesef, Çanakkale Şehitleri için güzel, şehitlerimizin şanına layık bir Türk şairi tarafından bir şiir yazılamadı. Çanakkale Destanı’nı yazan Türk değildir. Çaresiz Türk olmayan bir adamın şiirini okuyacağız...” (Osman Yüksel Serdengeçti’nin Âkif’in yakın arkadaşı Hasan Basri Çantay’dan nakli)

Bu hezeyanları duyan koskoca Âkif çocuklar gibi ağlar.

Yeri gelmişken, ar damarı çatlamışların kustuğu hezeyanların değinmeden geçmeyelim. 1918’li yıllarda Robert Koleji’nden yetişen bir kızın verdiği konferansta Mehmed Âkif’ten “beyni sağır, gözü kör” olarak bahsetmesi üzerine, Âkif hayasızlara cevap verirken bile öğreten şu şiirini yazmıştır:

Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin.

Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!

Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?

Bırak tahsili, evladım, sen ilkin bir haya öğren!..

Yarın devam edelim inşallah.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:27
Güneş 06:03
Öğle 13:07
İkindi 16:55
Akşam 20:01
Yatsı 21:31
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Günün Karikatürü Tümü