12.09.2019, 16:43

İçimizdeki Hainler...

Oyun hep aynı, sadece figüranlar değişiyor…

Mesele basit; toplumda nümayiş çıkarılacak devleti yönetenler hain, onların yerine geçecek işbirlikçiler kahraman ilân edilecek.

Bu Osmanlı Devleti’ni artçı depremler gibi sarsan yeniçeri ayaklanmalarında da böyleydi.

Avcı Taburları’nın 31 Mart Vak’ası isyanını başlatmasıyla, 624 yıl hüküm süren Osmanlı Devleti’nin imâmesi kopmuş tesbih taneleri gibi dağılması da böyleydi.

Vesayet odaklarının gölgesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti için de böyle.

İçimizdeki hainler azalmadıkça da bu böyle devam edecek.

1923’ten günümüze 96 yıl geçti ve bu süre zarfında Türkiye Cumhuriyeti tamı tamına 67 hükümet gördü. İçimizde ve çevremizde kriz hiç eksik olmadı. Rejim tartışmaları, kuvvetler ayrılığını oluşturan yasama, yürütme, yargı organları arasındaki yetki ve güç savaşları alevlendikçe ülke yangın yerine döndü.

27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 darbeleri, 12 Mart 1971, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 muhtıraları, 22 Şubat 1962, 20 Mayıs 1963, 20 Mayıs 1969, 9 Mart 1971 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve ayaklanmaları ile demokrasi askıya alınarak kesintiye uğratılmaya çalışılsa da, ülke her defasında tekrar 1950’deki “fabrika ayarları”na dönmeyi başardı. (14 Mayıs 1950 yılında Adnan Menderes’in gerçekleştirdiği “beyaz ihtilâl” ile CHP’nin 27 yıllık Tek Parti diktası yıkılarak, Türk siyasetinde yeni bir dönemin kapıları aralandı.)

Bugün 12 Eylül. Demokrasiye verilen “kanlı balans ayarı” 1980 Darbesi’nin üzerinden tam 39 yıl geçti. Hafıza-i beşer nisyan ile ma’lûldur. Yani insan hafızası unutkanlık hastasıdır. Fıtrat gereği yaşamını devam ettirebilmek için unutmaya kodlanmıştır; fakat her şeyi değil. Bu milletin asla unutmaması ve unutturmaması gereken olaylardan birisi de 12 Eylül Darbesi’dir.

Hatırlayalım...

12 Eylül 1980 Darbesi’ne altyapı oluşturmak için millete yeni bir pusu kuruluyordu.

Sivas’ın, Maraş’ın, Çorum’un dahası Türkiye’nin yangın yerine çevrildiği ve “adres sormayan kurşunlar”ın çıkardığı ölümcül çığlıklar her geçen gün daha da dayanılmaz bir hal alıyordu.

Devrimciler ve Ülkücüler sinsice tezgâhlanan kaosun tam ortasında ölümüne “yaşasın vatan!..” diye slogan atıyorlardı. Ortaokullardan tutun da üniversitelere kadar her yerde, sıraların altından kitap yerine “haydar”lar, kalem yerine “delikli demir”ler çekiliyordu.

Ülkeyi yönete(meye)nler çaresizdi!.. Askeri vesayet; Hasan Mutlucan’ın “yine de şahlanıyor...” türküsünü yeniden söyleyeceği ânı bekliyordu. Ve o türkü, tarihler 12 Eylül 1980’i gösterdiğinde, TRT’nin siyah-beyaz görüntülü penceresinden bütün Türkiye’ye bir kez daha dinletiliyordu. Kenan Evren’in “Ordu yönetime el koydu” anonsuyla yeni bir karanlık süreç başlatılıyordu.

Postallarını giyerek sivillerin arasına dalan kudretli paşa Kenan Evren, âdeta bir “tiran” edasıyla  “43. Kerhen Milliyetçi Cephe Hükümeti”nin başbakanı Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit’i Gelibolu Hamzaköy’e, Necmeddin Erbakan ve Alparslan Türkeş’i ise İzmir Uzunada’ya zorunlu tatile(!) gönderiyordu.

Kanlı tezgâhlarını ülkenin her köşesine açanlar; sonu kestirilemeyen kaosu, binlerce cansız bedeni, târûmar olmuş aileleri, sayısız faili meçhulleri miras bırakarak birden bire kayboluyorlardı!..

Gözünün üstünde kaşın var” türünden ihbarlarla ansızın tek tek bulundukları mekânlardan alınan körpecik delikanlılar, adresi belli olmayan toplama kamplarına misafir(!) edilmeye başlanıyordu. Darbeyi yapan zât, “denge sağlansın” diye bir sağdan bir soldan körpecik bedenlerin idam fermanları imzalanıyordu. Bu oyun, daha sonra farkına varılacak “meçhule yolculuk”tan başka bir şey değildi.

Anadan üryan işkenceler yıllarca inletti; gencecik bedenleri ve onları seyre dalan soğuk yüzlü köhne duvarları. Zindanlar bile ağladı, mecalsiz ruhların üzerine yığılan bedenlere. Mamak’tan, Metris’ten, Diyarbakır’dan çıkıp da gidebilenler; ömürleri boyunca “zindanlardaki kâbus”larıyla yaşadılar. Hep “hatırlama” ve “unutma” arasında gidip geldiler. Kısaca konuştular, uzun uzun sustular...

Genelkurmay ve devlet başkanlığı döneminde 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiği, 171 kişinin sorgu ve cezaevi işkencelerinde can verdiği, 49 kişinin idam edildiği Kenan Evren’i ve işbirlikçilerini Allah’a havale ediyoruz.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 29 Nisan 2024
İmsak 04:20
Güneş 05:58
Öğle 13:06
İkindi 16:56
Akşam 20:05
Yatsı 21:37
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Günün Karikatürü Tümü