10.10.2019, 17:01

İstiklâl Şairi Âkif’e ‘hain’ Muamelesi

Âkif’e bühtanlarını kusanlar nefretlerinin dozajını artırmaya başlar. Küstahlıkta sınır tanımayan bir kalemşör yazdığı başmakalede, “Hadi git artık, sen kumda oyna!..” der.

Hicret etmeye zorlanmış, iki dönem mebusluk yaptığı halde maaşına el konmuş, kalan ömrünü yoksulluk içinde geçirmeye mahkûm edilmiş millî bir şair. “Dünyada başka bir örneği var mı?!..” diye sormuyorum. Çünkü yok.

Terk-i vatanı kafasına koyan şairi bu düşüncesinden vazgeçirmeye çalışan yakın arkadaşları Neyzen Tevfik’in kardeşi Şefik Kolaylı’ya ve Prof. Dr. Fazlı Yegül’e şunları söyleyecektir: “Arkamda polis hafiyesi gezdiriyorlar. Ben vatanını satmış ve memlekete ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum ve işte bundan dolayı gidiyorum.”

Kitabının Türkiye’ye girişi engellendi

Âkif, bir “hain” gibi takip edilmeyi hazmedemediği için ülkesini terk etme kararı alır. Yaşananlar karşısında her geçen gün biraz daha kırılan Âkif, incinmişliğini dindirmek amacıyla 1925 yılının Ekim ayında Mısır Hidivi Abbas Halim Paşa’nın davetine uyarak ailesi ile birlikte Mısır’a yerleşir.

Ancak Mısır’a gittikten sonra da durum Âkif için pek değişmez. Polis hafiyeleri, adım adım takip ettikleri Âkif’in nerelere gittiği ve kimlerle görüştüğüne dair tuttukları raporları Ankara’ya göndermeye devam eder.

Âkif, Safahat’ın yedinci kitabı olan “Gölgeler”i Mısır’da tamamlar. Bu kitaptaki şiirlerinde yaşadığı kırgınlığı, vatan hasretini aktarır. Şiirler eski harflerle basıldığı ve “muhteviyatının irticai propagandalarla dolu”  olduğu bahanesiyle gümrükte tutularak Türkiye’ye girişi engellenir.

11 yıllık sükût, sükunet, itikâf ve kutsal emanet

1926 yılında annesi Emine Şerife hanımın 90 yaşında vefat eder. Âkif, bu yılın Ocak ayında Kur’an tercümesi için çalışmaya başlar. Mısır’da kaldığı 11 yıl boyunca “Ehramlara, Firavun heykellerine, sfenkslere bakıp hayatın faniliğini idrak ve varlığın esrarını aramak” için âdeta inzivaya çekilir. Kalabalıklardan kaçar, yalnız bir adama dönüşür. Dehanın beşiği yalnızlıktır. Bu yalnızlıkların en fecisi ise kalabalıklar arasında olanıdır.

Kahire’nin çevre semti Hilvan’da yaşayan Kur’an Şairi Hafız Âkif, meal ile meşgul olduğu bu dönemi “benim Hilvan itikâfım” diye tarif eder. Sükût ve sükunetle ömrünü üç kutsiyete vakfeder: Beş vakit namaz, tercüme ettiği Kur’an ve tercümeden yoruldukça okuduğu Mesnevi.

Hastalığı ilerlemesine rağmen kemâl-i ihlâsla çalışarak hazırladığı Kur’an tercümesini  İstanbul’a dönmeden hemen önce Yozgatlı İhsan Efendi’ye şu vasiyetle teslim eder: “Ben sağ olur da gelirsem noksanlarını ikmal eder, ondan sonra neşrederiz. Şayet ölür de gelmezsem bunu yakarsın.

Âkif  bir daha Mısır’a dönemeyecek, vasiyet ise yerine getirilmeyecektir.

Âkif’in sükûtu şiirlerinde çığlığa dönüştü

Konuşmak bir mânâ ise susmak bin bir mânâ. Herkes konuşmasına konuşur lâkin sükût yürekli olana” diyen Âkif’in sükûtu şiirlerinde çığlığa dönüşür.

İstiklâl Marşı” ve “Çanakkale Şehitleri” bu haykırışın en etkileyici örneklerindendir.

Âkif, eserine koyduğundan fazlasını yaşayan yani sadece eserleriyle değil, hayatıyla da örnek bir insandır. Âkif’in hayatı eserleri kadar büyüktür, hatta hayatı eserlerinden daha büyüktür. İstiklâl Marşı’nı Safahat’a almaması da bunun kanıtıdır.

En önemli iki eserleri “İstiklâl Marşı” ve şiirlerini 7 kitap halinde topladığı “Safahat”tır. (1-Safahat, 2- Süleymaniye Kürsüsünde, 3- Hakkın Sesleri, 4- Fatih Kürsüsünde, 5- Hâtıralar, 6- Âsım, 7- Gölgeler)

Çanakkale ve İstanbul’u görünce gözyaşlarını tutamadı

Ömrünün 11 yılını Mısır’da geçiren Mehmed Âkif, hastalığı ilerleyince eşi İsmet hanım ile birlikte 1936 yılında İstanbul’a dönmeye karar verir. Mısır’dan deniz yoluyla İstanbul’a dönerken güvertesinde bulunduğu vapur Çanakkale’den geçerken ve İstanbul’un camilerini görünce gözyaşlarını tutamaz. 17 Haziran 1936 Çarşamba günü İstanbul Galata Rıhtımı’nda yakınları ve birkaç dostu tarafından karşılanan Âkif, Abbas Halim Paşa’nın kızı Emine Abbas Halim’in ısrarı üzerine önce Maçka’daki evine misafir olur. Merhum Abbas Halim Paşa’nın Alemdağ’daki çiftliğinde 3 ay kaldıktan sonra, tedavi için İstanbul’a geliş-gidiş esnasında zorluklar yaşamaya başlar. Bunun üzerine Beyoğlu’nda Paşa ailesine ait olan Mısır Apartmanı’nda kendisi için hazırlanan bir daireye yerleştirilir. Kendisine refakat etmesi amacıyla bir yardımcı görevlendirilir.

Hâfız Âsım son günlerinde hiç yalnız bırakmadı

Ömrünün son günlerinde dostları, öğrencileri, her sınıf ve meslekten hayranları sürekli Mehmed Âkif’i ziyaret eder. Şairin sevdiği hafızlar Mehmed Âkif Ersoy’a Kur’an-ı Kerim okur.

İlgilenenlerden birisi de Âkif’in üç Âsım’ından (Köse Âsım, Hâfız Âsım, Âsım Şakir) biri olan Hâfız Âsım’dır. Kur’an okuyarak teselli verir, na’tlarla coşturur, közlenmiş hâtıraları harlandırır. Üstâd’a belli etmez amma gözyaşlarını yüreğine akıtır.

Üstâd da Hâfız Âsım’ı sever amma, ümidlerini başka bir Âsım’a bağlar. O Âsım ki, Asr-ı Saadet’ten Üstâd’a durmaksızın “Âsım’ın Nesli”ni fısıldar...

Ömrünün son günlerini İstanbul’da Mısır Apartmanı’nda geçiren Mehmed Âkif Ersoy(63), 27 Aralık 1936 Pazar günü akşam 19.45’te Hakkın rahmetine kavuşur.

Bu noktada ikinci parantezi açmanın tam zamanı.

(Ankara’daki Taceddin Dergâhı,  Kahire’de 11 yıl yaşadığı ev ve Beyoğlu’nda son günlerini geçirdiği Mısır Apartmanı’nın Âkif’deki yeri çok özeldir.

Geçtiğimiz yıl anma töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İstiklâl şairimiz Mehmed Âkif Ersoy’un son günlerini geçirdiği İstiklâl Caddesi’ndeki Mısır Apartmanı’nda bulunan daire ‘Mehmed Âkif Ersoy Müze Evi’ne dönüştürülecek” müjdesinin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen hâlâ Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan kamulaştırma dışında herhangi bir adım yok.

Türkiye’nin tanıtımı için bütün imkânlar seferber edilerek çekilen reklâmlar ne kadar önemliyse, Millî Şairimiz Âkif’in hâtıralarına sahip çıkmak da o kadar önemlidir.)

Bir Millî Şair değil, fukara gibi defnedildi

Âkif’in ölümü üzerine en yakın dostlarından olan Mithat Cemal Kuntay cenaze merasiminde şahit olduklarını tarihe şöyle not düşer:

“Cenaze Beyâzıd’tan kalkacak. Oraya gittim. Kimseler yok; bir cenazenin geleceği belli değil. Çok sonra birkaç kişi göründü. Biraz sonra üstünde örtü olmayan bir tabut geldi. ‘Bir fukara cenazesi olmalı’ dedim. O anda Emin Efendi Lokantası’nın sahibi Mahir Usta elinde bir Türk bayrağı tabuta sardı. Sebebini anlayamadım. Yine o anda yüzlerce genç peyda oldu. Onlar da üniversitenin büyük sancağını tabuta sardılar. Ellerimi yüzüme kapadım. Cenazeyi tanımıştım.”

Âkif garip yaşayıp, bu dünyadan garip göçmüştür.

Mezarını öğrenciler topladıkları parayla yaptırdı

Gazeteler bu hazîn ölüm haberine çok kısa yer verir. Ankara’dan gönderilen emirle üniversite ve resmi yetkililerin tören yapma ve cenazeye katılmaları engellenir.

Merhumun Kâbe örtüsü ve Türk bayrağına sarılı cenazesi İstiklâl Marşı’nı okuyan yüzlerce gencin tekbir sesi arasında dostu Babanzâde Ahmed Naîm’in yanına defnedilir. Bir toprak tümsekten ibaret olan mezarı, vefatının ikinci yılında üniversiteli gençlerin kendi aralarında topladıkları parayla yaptırılır.

Âkif’in kabri, yol inşaatı sebebi ile 1960 yılında Edirnekapı Şehitliği’ne naklolunur.  Bugün İstiklâl Şairimiz Mehmed Âkif  Ersoy, sağında Süleyman Nazif, solunda ise Babanzâde Ahmed Naîm ile  âlemi berzahta dostluğunu devam ettiriyor.

Mekanları Cennet,  makamları âlî olsun.

Ruhlarına el-Fâtiha.

Kaynakçalar:

- Mehmed Âkif Ersoy, M. Ertuğrul Düzdağ, Kültür Bakanlığı Yayınları

- Mehmed Âkif’in Mısır Hayatı ve Kur’ân Meali, M. Ertuğrul Düzdağ - Şule Yayınları

- Ölümünün 50. Yıldönümünde Mehmed Âkif  Ersoy, Yavuz Bülent Bakiler,  Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları

- Âkif’e Dair, Dücane Cündioğlu – Kaknüs Yayınları

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 28 Nisan 2024
İmsak 04:21
Güneş 05:59
Öğle 13:07
İkindi 16:56
Akşam 20:04
Yatsı 21:35
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
Günün Karikatürü Tümü