Necmettin Erbakan ‘’D-8 İslam Birliği Projesi"

ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya, Kanada, Almanya’nın oluşturduğu G-8’lerin karşısına, Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Mısır ve Nijerya’yı içine alan D-8’ler kuruldu.           

             D-8… Developing Eight… Yani kalkınmakta olan 8 ülke…

            Prof. Dr. Necmettin Erbakan Başbakanlığında temelleri 22 Ekim 1996 tarihli Kalkınma İşbirliği Konferansı’nda atılmıştı. 15 Haziran 1997’de Çırağan Sarayı’nda ilk zirvesini yaparak dünya için yeni bir sayfa açan D-8; Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra içine girdiği hiçbir oluşumda D-8’deki gibi bir konuma asla erişememişti. Bu çok önemli bir aşamaydı. D–8; finansal olarak dünyayı haraca bağlayan ve hiçbir şekilde rakip kabul etmeyen bir küresel güce karşı kurulmuştu. D-8, ‘Dünya böyle yönetilmemelidir.’ çıkışıydı. Bu bir anlamda kırılma noktasıydı.

            9 Aralık 1996’da Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan 54. Hükümetin Başbakanı ve Refah Partisi Genel Başkanı olarak TBMM kürsüsünden tüm dünyaya şöyle sesleniyordu:

            “D-8 Projesi, çok önemli bir projedir. Bunu, bugün, 8 ülkenin devlet başkanları, büyük bir ilgiyle bekledikleri gibi, bu projeyi, şimdi, Amerika da, Fransa da, İngiltere de, Almanya da bekliyor. Bakınız, önemli olan şudur: Efendim, bu gelişmiş ülkelerin karşısına kiminle çıkacaksınız; Bangladeş’le mi, Mısır’la mı? 800 milyon insanla çıkıyoruz. 800 milyon insan… Bunların karşısına biz hakla çıkıyoruz. Hak… Hak… Çünkü bugün dünyada hakikaten büyük haksızlıklar var. En büyük güç, haklı olmaktır. Bugün, şu Birleşmiş Milletler Teşkilatında 5 ülkenin veto hakkı var; bu bir çelişki değil mi… Bu, elli sene öncenin dünyası; bu dünya böyle yürümez.”der.

            Milli Görüş Lideri ve Başbakanı, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın liderlik yaptığı ve küresel sömürü düzenine esaslı bir eleştiri yaparak “İslâm Birliği” davasını tekrar gündeme getirmiştir. D-8; İslâm ülkeleri arasında ekonomik ve teknolojik birliktelik gibi son derece stratejik konuları gündemine almıştı. Küresel Siyonizm’in alternatifi olabilecek bir yapı olan D-8; İslâm ülkeleri arasındaki gümrükleri kaldırmayı ve kendi aralarında son derece işlevsel bir pazar kurmayı öngörüyordu.

            Erbakan, Asya ile Avrupa arasında yer alan ve dünyanın en jeostratejik konumuna sahip ülkesi Türkiye’yi bekleyen büyük tehlikeleri D-8’le aktif hale getirerek atlatabileceğini ve böylelikle İslâm dünyasının bu tarz birliktelikler için yapılan tüm hamlelerde olduğu gibi birbirlerine kısa zamanda kenetleneceğini, mıknatıslanacağını savunuyordu. Siyasi hayatının başından beri İslâm Ortak Pazarı, İslâm NATO’su, İslam Dinarı ve İslâm Birliği’ni savunan Erbakan bütün bunlar için ömrü boyunca pek çok çaba içine girdi. Ama bu düşüncelerini en kapsamlı bir biçimde D-8’ler ile yaptı. Başbakanlığı döneminde D-8 ülkelerine yaptığı iki ziyaret turuyla normal şartlarda bir araya gelmeleri çevresel veya siyasi şartlardan dolayı pek de mümkün olmayan 8 ülkeyi kısa zamanda bir araya toplamayı başardı. Ve Batı dünyasının karşısına yani G-8’lerin karşısına güçlü bir alternatif blokla, D-8’le çıktı.

            Bayrağında 6 yıldız, 6 temel ilkeyle sembolize edilen D-8; Savaş değil, barış, Çatışma değil, diyalog, Çifte standart değil, adalet, Üstünlük değil, eşitlik,  Sömürü değil, işbirliği,  Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasidir, D-8’in amacı.

            Üye ülkeler arasındaki ticareti ve işbirliğini artırmak. Büyük potansiyele sahip ekonomik kaynaklarını, geniş bir nüfus ve coğrafik alana sahip 8 ülke arasında paylaşmak veya ihraç etmek. Ticaret ilişkilerinde yeni fırsatlar oluşturmak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak, daha iyi hayat şartları sağlamak, somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmektir ve modernleşmektir. D-8; bölgesel olmaktan çok küresel bir kuruluştur. Üyelik, grubun hedeflerini, ilkelerini benimseyen ve ortak bağları paylaşan diğer gelişmekte olan ülkelere de açık olan D-8’i günümüzde Türkiye adına maalesef Saadet Partisi temsil ve organize etmektedir. Kuruluşundan bugüne kurulmuş mevcut hükümetler batıyla çatışma noktasına girmemek için D-8’i görmezden gelmektedirler.             D-8'lerin kurulması, Başbakan Erbakan'ın yaptığı en önemli hizmetlerden birisidir. 28 Şubat post modern darbenin de oluşmasında birinci derece de etken olacak bu girişim, dünyanın tek taraflı biçimlenmesinde Osmanlı imparatorluğu gibi yeni bir medeniyetin doğmasını istemeyen dış güçler Amerika Birleşik Devletleri'nin başını çektiği Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya, Rusya ve Kanada'dan oluşan G-8'ler ve hamilik yaptıkları, İsrail baştaydı. Bu ülkelerden oluşan grup, aralarındaki ticari ve sınaî işbirliğinin devamı için siyasi diyaloga önem vermekte makro planda hedef belirleyerek politikalarını Dünyanın parsellenmesinde kendi çıkarlarına uygun bir şekilde hareket etmektedirler.

            Sadece İslam Dünyasında değil, bütün mazlumlar coğrafyasında çizdikleri haritalarla akıttıkları kan ve gözyaşıdır amaçları. İliklerine kadar emdikleri insanları ve kullandıkları diktatörleri zamanı geldiğinde ipini çekerek yaratırlar bahar havaları, sarı veya turuncu devrimleri.

            Kore, Vietnam, Çeçenistan, İran ve Irak ve Körfez savaşları… Azerbaycan, Bosna, Keşmir, Afganistan, Türkmenistan, Tunus, Mısır, Libya ve Yıllardır kanayan yaradır Filistin…

             Kan döküldü ve dökülmeye devam edecek.  Bu makûs talihi ne dünya savaşları nede soğuk savaşlar değiştirdi. Pazarlıkların yapıldığı, kan ve gözyaşlarının döküldüğü, feryat ve iniltilerin yükseldiği bu mazlum coğrafyada, bütünüyle kan gölüne dönmeden,  yağmalanmadan, bu hesabın bitmeyeceği anlaşıldı. Demokrasi ve insan haklarından bahsettikçe, modernleştik deyip ahlaksızlaştıkça, batının uygarlığından ve demokrasisinden bahsedildikçe. İcraatlarını, ya namluyla ya da bombalarla sürdürdü ve sürdürüyor…

            Yeryüzü kuruldu kurulalı… Hak ve Batıl mücadelesi devam ediyor… İdeolojiler değişiyor… Fikirler değişiyor… Söylemler değişiyor… Eski düşmanlar dost oluyor…

Ama namluların ucu… Bombaların hedefi hiç değişmiyor…

            Ne BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, ne NATO, nede AVRUPA BİRLİĞİ, ne huzuru nede barışı getirebiliyor… Kardeşliği, saadeti, insan haklarını… Yeniden tasarlanıyorlar, yeniden örgütleniyorlar, genişleyip daralıyorlar ama yine de huzur ve barış gelmiyor…

            İşte mazlumlar coğrafyasından, Dünyaya bir sesti… Dünyanın yeniden biçimlenmesinde kendilerine söz verilmeyenlere… Üzerlerinden pazarlıkların yapıldığı mazlumların coğrafyasından, ‘’Artık yeter’’ diye bir ses çıkıyordu… İnsanlığın, mazlumların, gözyaşı dökenlerin sesiydi o ses…

            Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Başbakan olarak Türkiye’nin Liderliğinde bu bir itirazdı. D–8

            Mazlumların da güç birliğinin bir belgesiydi. Dünyaya gerçek barış, kardeşlik, saadet, huzur, işbirliği,  getirmenin gerçek büyük adımıydı artık. Üzerlerinde, yapılan pazarlıklara artık, bir nokta koymanın, masaya eşit bir şekilde oturmanın İmzasıydı. D–8

            15 Haziran 1997 tarihinde Çırağan oteldeki bu fotoğraf, sadece 8 ülkeye değil, bütün dünyaya, bütün mazlumlar coğrafyasına, gerekirse çelikten bir kardeşlik elinin uzatıldığı bir demet güldü...

            Hakkı üstün tutanların kılavuzluğunda, yeni bir dünyanın mümkün olduğunun ispatıydı, D–8. Yıllarca beklene hasretti. Türkiye’nin önderliğinde, Dünya barışına, atılan bir adımın hediyesiydi.

            Yüreğinde,  ideallerinde altı milyar insanı yaşatan bir lider,

            Savaşmaktan, çatışmaktan, yorgun düşen insanlık için.

            Huzur, barış, kardeşlik ve insanlığın temini için adalet ve eşitliğin temini için aydınlığa açılan bir kapıdır, D–8.

            Savaş değil… Barış…

            Çatışma değil… Diyalog…

            Çifte standart değil… Adalet…

            Üstünlük değil… Eşitlik…

            Sömürü değil… İşbirliği…

            Baskı ve Tahakküm değil… İnsan hakları, hürriyet ve demokrasi…

            Temelleri üzerine inşa edilen, yeni bir dünya için, elbirliği yapan, 8 ülke…

Sürekli artan ve büyüyen, tecrübeli iş gücü ve genç nüfusa sahip, gelişmekte olan 8 ülke…

            Ticaretten endüstriye… Telekominasyondan finansa… Banka ve özelleştirmeden kırsal kesime… Bilim ve teknolojiden yoksulluğu azaltmaya ve insan kaynaklarının gelişimine… Tarım ve enerjiden çevre ve sağlığa… Onlarca sektörden oluşan işbirliği ve bilgi ağıyla dünyanın oluşumuna ilk adımıdır… D–8

            Kara deniz ve hava silah sistemleri…  Enerji santralleri… Çok amaçlı otomobil tasarımları ve üretimi… Tarım araçları ve traktör üretimi… Bilgi teknolojisi… Sivil havacılık ve tarım uçakları tasarımı ve üretimi… Deniz altı ve gemi tasarımı ve üretimi… Haberleşme, telekomünikasyon gelişimi ve üretimi… Bilgisayar ve program yazılımı ve üretimi… Termal, hidroelektrik ve nükleer santraller… Ve D-8’in ilk tarım uçakları Türkiye’den kanatlanarak diğer projelere örnek oluyordu…

            Geliştirilen bu projeler, bilgi alışverişi ve desteği ile üye ülkelere dış kaynaklara ihtiyaç duymadan, dünya pazarında yerini almasını sağlayarak, daha dengeli ve adaletli bir dünyanın kurulmasını sağlamanın peşindedir… D–8

            Onlar sadece kendi ülkeleri için değil, bütün insanlığın saadeti ve mutluluğu için, hem güçlerini, hem fikirlerini, hem sevgilerini birleştirdiler… Tarihin akışını değiştirdiler…

            D-8’in cesur… Dirayetli ve kararlı liderleri… Nesillerine yeni bir dünya sundular…